Gelecek Tüm Yeni Yılları Sağlıkla Karşılamaya Ne Dersiniz?
"Sağlıklı bir yaşam için, sağlıklı beslenme şart" gerçeğinden yola çıkarak diyeceğim şu ki sağlıklı beslenmek demek, doğru malzemeleri kullanarak, doğru porsiyonları tüketerek yaratıcılığınızı da işin içine kattığınız, yaşam modelinizde kalıcı bir değişiklik yapma sürecinizdir. Bu süreci vücudunuzu daha yakından tanıyacağınız keyifli bir beslenme yolculuğu olarak da düşünebilirsiniz.
Bu keyifli yolculuğu geçmiş yıllarda yaşamına entegre edememişler için ise yeni yıl iyi bir başlangıç olabilir diye düşünüyorum. Yeni bir yılın heyecanı, tazeliği ile geçmiş alışkanlıklarımızı bir kenara atarak yeni yıla merhaba diyebiliriz.
Beslenme planımızda ve günlük yaşantımızda yapacağımız ufak tefek değişikler, yaşam kalitemizi fazlasıyla arttıracağı içinde yılbaşı gecesinden başlayarak bu değişikleri uygulamaya geçirebiliriz.
Yılbaşı Kutlamalarının Vazgeçilmezi Akşam Yemeğinde Nelere Dikkat Edilmeli?
Yılbaşı kutlamalarının vazgeçilmezi akşam yemeğinde mutlaka normalden daha ağır ve çeşitli yemek tüketileceği için gün içindeki diğer öğünleri daha hafif geçirmeyi deneyin. Hafif bir kahvaltı, çorba, salata/ sebze yemeği, yoğurt şeklinde bir öğle yemeği ve ara öğünlerde tüketeceğiniz meyvelerle akşam yemeğinin ağırlığını bir nebze olsun dengeleyin.
Ve akşam yemeğinde kırmızı et yerine daha düşük yağ içeriğine sahip hindi, tavuk gibi etleri tercih edin. Kızartma etler yerine fırında veya ızgara yapılmış etleri tercih edin. Hamurlu ve ağır şerbetli tatlılar yerine ise sütlü veya meyveli tatlıları tüketin.
Gecenin büyük bir kısmını masada geçireceğiniz için de yavaş hızda yemeklerinizi yiyin; ancak makul bir saatte yemeği bırakın. Alkol tüketimine mutlaka dikkat edin. Damıtılmış içkiler yerine fermente edilmiş içkileri tercih edin. Votka yerine şarap, viski yerine şampanya tercihi hem keyifli bir akşam yemeği yemenize, hem de sağlığınızdan olmamanıza yardımcı olacaktır.
Mutlu Yarınlar, Mutlu Yıllar İçin Tüyolar
Uyuyan vücudunuzu uyandırmak için güne kahvaltı ile başlamak, öğle ve akşam öğünlerinizi atlamamak öncelikle hayatınızın olmazsa olmazları olmalıdır ve 4-5 saatten daha uzun süre hiçbir şey yemeden aç kalmak insan fizyolojisine aykırı olduğu içinde ana öğünlerinizyanında ara öğünler yapmanız gerekmektedir.
Gün içinde çayınıza ve kahvenize mümkün olduğunca şeker kullanmamaya çalışın. Şekersiz çay içmek fikri size ilk başta oldukça lezzetsiz görünse de dilinizin üzerindeki tat almaçlarının 15-20 gün içinde çayın veya kahvenin şekersiz tadına alışacağını unutmayın.
Sebzeler sağlığınıza sağlık, güzelliğinize güzellik katacak çoğu besin bileşimini içinde barındırdığından günde en az 2 porsiyon sebze yemeye dikkat edin. Seçeceğiniz sebzeler ise mevsim sebzelerinden olsun. Bağırsaklarınızın kusursuz çalışması için özellikle yeşil yapraklı sebzelerin tüketimine iki kat fazla özen gösterin.
Dünya Sağlık Örgütünün önerisi günde toplamda 500g taze meyve tüketmeniz yönünde olduğu için yine mevsim meyvelerinden günde 3 porsiyon kadar tüketmeniz gerektiğini unutmayın.
Pankreasınızla dost olan besinleri seçin. Esmer makarna, esmer pirinç, tam taneli tahıl ekmekleri, çavdar ekmeği, kuru baklagiller menülerinizde bulunan besinler olsun.
Sağlam bir iskelet sistemi için ise kalsiyum kaynaklarını ihmal etmeyin. Süt, yoğurt ve peyniri light olarak tercih etmek hem kan yağlarınızı hem de kilonuzu kontrol altında tutmanıza yardımcı olur. Ayrıca Kafkaslara özgü bir Türk içeceği olan kefiri günlük beslenmenizde 1 su bardağı kadar kullanabilirsiniz. İçeriğindeki yararlı probiyotikler sayesinde mide-bağırsak sağlığınızı korumaya yardımcı olacaktır.
Yeterli su tüketimi de vücudumuzdaki sıvı dengesi için çok önemlidir. Günde en az 10 su bardağı su içerek hem günlük atılan sıvı kaybını karşılamış, hem böbrek fonksiyonlarının devamı için hem de vücut ısısını dengede tutmak için yeterli sıvıyı almış oluruz.
Bedeninizin sağlığının ise her şeyden önce mutfağınızdan geçtiğini unutmayın. Mutfağınızda kızartma ve yüksek ısıda kavurma işlemlerini kullanmayın. En sağlıklı pişirme yöntemi olan haşlama, buğulama, fırında pişirme ve kendi suyunda/yağında pişirme yöntemlerini kullanarak yemeklerinizi hazırlayın.
Haftanın 3-4 günü 30 dakikalık yapılacak orta tempolu sporlarında yaşam kalitenizi büyük ölçüde arttıracak etkiye sahip olduğunu unutmayıp hareketsiz yaşamdan kendinizi uzak tutun.
Son olarak obezitenin kronik bir hastalık olarak bilindiği ve metabolik sendrom dediğimiz birçok hastalığı beraberinde getirdiği düşünülürse ve sizde sağlıklı kilonuzda değilseniz muhakkak bir diyetisyen kontrolünde kilo vermelisiniz.
Yeni yılda; hayatı tutabilmek, keşke dememek için düşlerimizi ikiyle çarpalım bu kez ve onları gerçekleştirecek zamanı ayıralım kendimize. Hepinize hayallerinizin gerçek olduğu bir yıl diliyorum.